Cuma, Mayıs 25, 2012

Başarı için hatırlamak, şans için yalvarmamak gerekir..!

Hayatı, bakış açısı ve azmi ile ben de dâhil pek çok kişiye, özellikle de kariyer hayatlarının başlangıcında olan üniversite öğrencilerine örnek gösterilen bir kişiden bahsetmek istiyorum.

Hepimizin tanıdığı ve zaman zaman hatırlamamız gereken bu kişi..

10 yaşında annesini kaybetti.
21 yaşında işini kaybetti.
25 yaşında 4 çocuğundan 3’ü vefat etti.
27 yaşında ruhsal bunalıma girdi.
34 yaşında kongre seçimlerini kaybetti.
36 yaşında kongre seçimlerini tekrar kaybetti.
38 yaşında eyalet seçimini kaybetti.
45 yaşında senato seçimlerini kaybetti.
47 yaşında başkanlık seçimlerini kaybetti.
49 yaşında tekrar senato seçimlerini kaybetti.
52 yaşında ise başkan seçildi.

Evet, Abraham Lincoln’dan bahsediyoruz. 52 yaşında Amerika’ya başkan seçilen
Lincoln ABD’nin 16. Başkanı ve Cumhuriyetçi Parti`nin ilk başkanı olmuştur. Lincoln, Amerikan İç Savaşı`nda Amerika Konfedere Devletleri’ne karşı büyük bir galibiyet elde etmiş ve ülkenin birliğini koruyarak kölelik gibi bir sistemi bitirmiştir.

Yaşantısına baktığımızda son derece acılarla ve başarısızlıklarla dolu geçen bir adamın dünya tarihine ismini yazdırması ne kadar akıl almaz ve ne kadar ilginç öyle değil mi? ..Peki, bunu nasıl yapmış olabilir?

Sevgili takipçiler Abraham Lincoln’ün hayata karşı olan bu zaferini ve hayat görüşünü biraz daha anlayabilmek için kendisinin oğlunun öğretmenine yazmış olduğu bir mektuptan da alıntı yapmak istiyorum.

“Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını,
fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.
Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret.
Ona nazik davran, fakat onu kucaklama; çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak, sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır...”


“Çalışacağım ve kendimi hazırlayacağım. Ve bir gün şans kapımı çalacak.’’ sözüyle de pek çok kişiyi ilham veren Abraham Lincoln, hayatı boyunca çalışmaya çok önem vermiş ve hiçbir başarısızlığının altında ezilmeden büyük bir kararlılık ve sabırla hedeflerine ulaşmaya çabalamıştır.

Şansın dahi emek ve özveri istediğini bilen insanlar, kendi içlerinde bu gücü oluşturduklarında kendilerini daha yakından tanır, kimi zaman gelişim ve değişim göstermeleri gerektiğini bilerek Lincoln gibi hayatının anlamını kendi ideallerinde bulmaya çalışırlar.

Bu durumda farkına varılacak ve söylenecek en değerli mesaj ise şansın beklemek yerine kendimiz tarafından yaratıldığıyla ilgili olduğudur.

Sekiz yıl boyunca şans faktörü üzerine yaptığı yüzlerce deney, görüşme ve binlerce test sonucunda Hertfordshire Üniversitesi araştırmacısı Richard Wiseman da "Şans, ilahi bir hediye ya da sihirli bir yetenek değildir. Aslında şans, bir zihin durumu, düşünme ve davranma biçimidir. İnsanlar şanslı ya da şanssız doğmazlar, düşünceleri, hisleri ve davranışlarıyla iyi ve kötü şanslarını kendileri yaratırlar"  görüşünde..

Hayattaki Şans Faktörü’nü merak edenler Wiseman'ın şans araştırmasının sonuçlarını içeren "Şans Faktörü" adlı kitabı olduğunu belirterek yazıma son veriyorum.

Şansınız bol olsun J

1 yorum:

  1. "Kariyerimde dokuz binden fazla şut kaçırdım, 300'den fazla maç kaybettim, 26 kez maç kazandıracak şutu kaçırdım. Hayatımda sürekli başarısız oldum. İşte başarımın sırrı bu..." Michael Jordan

    YanıtlaSil