Salı, Ocak 12, 2016

Yazmalısınız ve de bazen sadece kendiniz için - Yeniden

Merhabalar,

Çok uzun zaman oldu yazmayalı ya da paylaşmayalı. İhmal ediyoruz, kendimizi kendimizle baş başa kısa bir sürede olsa yalnız bırakmayı..yapıyoruz belki de çoğu zaman ama yazmadan. Dalıyoruz, düşünüyoruz, düşlüyoruz, iç geçiriyoruz..ama iz bırakmıyoruz.

Biraz önce 2012'de bu platformu bir dergi vesilesiyle de yazmak durumunda olduğum için ne kadar sık kullandığımı hatırladım.

Şöyle bir göz gezdirdim yazdıklarıma, kendim yazdığım için mi bilmiyorum ama her satırı bana sanki ben yazmamışcasına yine yeniden okunası, özümsenesi bir tavır bıraktı...yıllar geçse de hala aynı farkındalıklara sahip olmaya çabalamak, tarihin ve yaşantının da tekerrürlerine paralel olsa gerek..

Bunu kim okur, kaç kişi okur ya da ne anlarlar kaygısından uzak bu paylaşımlar yazarın kendisiyle bir terapisi aslında..tabi ki gerçek bir yazar edası yok burada.. olamaz da.. Türkçe'nin, dil bilgisinin, kelimelerin gücünü çok iyi bilen ve asla haddini aşmayacak kadar da kendinde biriyim. Ama seviyorum uzun cümleler arasında kaybolmayı, bazen anlaşılmamayı.Bu bana biraz da üniversite günlerinden kalma bir özellik..o saman kağıtlarını bildiğim üç beş bilgiyle nasıl dolduracağım kaygısıyla başlayan ve sonrasında bir yaprak daha alabilir miyim ? diyecek kadar döktürdüğüm en değerli yıllardan kalma..

Herneyse konumuz benim niye ve nasıl yazdığım değil tabi ki, sadece yazmanın aslında bizler için ne kadar önemli olduğu ve okumak kadar yazmayı da hayatımızın içine katmamız gerektiği..

Bu belki 3-4 kelime belki bir  paragraf belki bir sayfa ama sizden hayata bir yazı bir iz..Konusu, anlamı, mesajı her ne istiyorsanız da o..üstelik kimseyle bunu paylaşmanızda gerekmiyor.

Yazın hatta kenarına da bir tarih atın. Belli bir aradan sonra o güne ve yazdıklarınıza döndüğünüzde inanın bana o gün yazdıklarınızdan çok daha fazlasına sahip olacaksınız.

Sadece bir tavsiye, uygulamak ya da uygulamamak size kalmış..

Sevgiler,

N.