Salı, Haziran 12, 2012

MUTLULUK EYLEM GEREKTİRİR !


"Happiness is a journey not a destination"  Ben Sweetland
Sevgili arkadaşlar, geçtiğimiz hafta sonu yoğun gündemime bir ara verip tembellik etmek için İstanbul’dan uzaklaştım. Nereye gittiğim önemli değil, merak edenler olursa tabi ki yanıtlarım J ama önemli olan bu süreci nasıl başlattığım ve bu kısa tatili nasıl geldiğiyle ilgili..

Şimdi 2 -3 günlüğüne de tatile mi çıkılır, valiz mi hazırlanır, gittin geldin işkence, yorgunluk vallahi diyenlerin aramızda olduğunu biliyorum. Biliyorum diyorum çünkü bende yıllar önce bu kısa kaçamakların aslında zihne ve bedene ne kadar iyi geldiğini keşfedememiştim. Belki de gençken hayat beni daha az yoruyordu. Hep uzun tatillerin ve eğlencelerin peşindeydim..Her neyse bir şekilde büyüyor, daha olgunlaşıyor ve daha büyük yükler taşıyoruz. Üstlendiğimiz sorumluluklar ve çalışmanın zevkini tembellik yaparak çıkaracağımızı da biliyoruz..

Bu yazı henüz bilmeyenlere ya da keşfetmeye üşenenlere yönelik olsun istedim. Eskiler boşuna dememiş “işleyen demir ışıldar, pas tutmaz” diye.. İş hayatından mıdır bilemiyorum ama çok pratik bir insan oldum arkadaşlar.. Aynalar karşısında saatlerce makyaj yapan, bir röfle için 5 saat kuaföre oturan ben, yarın ne giysem acaba diyerek giyinme odasında saatlerini harcayan ben artık bütün bu eylemleri 5 bilemediniz 10 dakika içerisine sığdırabiliyorum. Niye mi? çünkü yapmam gereken çok şey var..Ve zaman çok çabuk geçiyor. Yöneticiyseniz şayet ekibinizi, patronunuzu, ya da çalışanlarınızı, eşinizi, ailenizi ve sevdiklerinizi mutlu edeyim derken günler haftalar yıllar geçiyor. E tabi sonunda da kendinizi.. Şimdi burada sıralamayı özellikle açmak istiyorum. Ne acı dimi her seyden herkesten önce çalışma hayatımız geliyor önem sıramıza sonra ailemiz sonra sevdiklerimiz ve en son da kendimiz..halbuki bunun tam tersi olması gerekmez mi?çünkü kendimizi mutlu edemezsek kimi mutlu edebiliriz ki?!

O yüzden önce “BENCİ” olmayı tavsiye ediyorum sizlere. Bakın “BENCİL” değil “BENCİ”. İkisinin arasında çok büyük farklar var çünkü.  BENCİ olmak pozitif bir yaklaşım diğeri negatif!  Tabi bu çok kolay bir şey değil, söylemesi kolay ama uygulayamıyor ya da uyguladığınızda da çıkan sonuçlarıyla kendinizi mutlu edemediğiniz zamanlar olabiliyor. Ama çok gerekli ve çok değerli!

Ve esas konumuza geri dönüyorum, ne sizi mutlu ediyorsa onu yapın, üşenmeyin, ertelemeyin.. “BENCİL” olmayın ama “BENCİ” olup önce kendinizi düşünün, kendinizi mutlu edin. Sonra  etrafınızdakileri..

Yalnız kalmak istiyorsanız kalın, tatile çıkmak istiyorsanız çıkın, dondurma ile mutlu olacaksanız yiyin,  kitap okumak mutlu edecekse okuyun, konsere gitmek istiyorsanız gidin, yaz geldi güzel bir bikini alacaksanız onu da alın.  Kısaca canınız ne istiyorsa neyle mutlu olacaksanız onu yapın.

Ben geçtiğimiz haftasonu öyle yaptım, uzaklaşmak, denizin kumun ve güneşin tadını çıkarmak, kendimi mutlu edecek spa alternatifleriyle ruhumu dinginleştirmek için üşenmedim ve küçücük bir valizle, en sevdiğim kız arkadaşlarımı alarak tatile çıktım.  Bu planı da sadece 1 hafta öncesinden yaptım.

Ben gidiyorum gelen var mı dedim sadece.  Herkes o kadar bunalmış ve o kadar yorgunmuş ki program hızlıca yapıldı. Sonuç tadı damağımızda kalan, şahane bir tatil oldu. Bütün streslerimizi attık, tüm bedenimizi rahatlattık, zihnimiz biran olsun bizi yoracak şeyleri düşünmedi. Adeta o da kendini bulunduğu mekâna kapadı. Hatta o kadar kaptırdı ki neredeyse gelecek tatili düşünmeye başladı. Bir ara hadi dedim anı yaşa, sonra düşüneceksin nasıl olsa..

Hadi sıra sizde.! Bu yazıyı okuduktan sonra ne istiyorsanız onu yapın.. !

Hayallerinizi ERTELEMEYİN, ÜŞENMEYİN ve EYLEME GEÇİN..!  

Ve hep MUTLU KALIN ..Unutmayın MUTLULUK EYLEM GEREKTİRİR !

2 yorum:

  1. Harika bir yazı! Paylaştığınız için teşekkürler, güzel Türkçe'mizi böyle güzel kullanabildiğiniz için de tebrikler.

    YanıtlaSil